3 Mayıs, Türk milletinin tarihsel hafızasında önemli bir dönüm noktasıdır. Bu gün, Türk milletinin varoluşunu, birliğini, kültürünü ve kimliğini savunma azminin adeta simgeleştiği bir gündür. 1944 yılında Türk milliyetçilerinin maruz kaldığı haksızlıklar karşısında verilen onurlu mücadele, Türkçülüğün bir fikir sistemi olarak yükselişinin temellerini atmıştır. Bu mücadele, yalnızca bir siyasi duruş değil, aynı zamanda Türk milletine duyulan derin sevgi, sadakat ve sorumluluğun tezahürüdür.
Usta Türkçü Nihal Atsız’ın dediği gibi:
“Türkçülük, Türk milletini yükseltmek demektir.”
Bu anlayışla Türk milliyetçiliği; ayrıştırıcı değil birleştiricidir. Türkiye’de huzur ve kardeşliği, birlik ve dayanışmayı en yüksek düzeyde savunmak, Türk milliyetçiliğinin temel düsturudur. Bu anlayış, sadece Türkiye sınırları içerisinde değil, dünyanın neresinde bir Türk varsa onun hukukunu gözetmeyi de görev bilir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün veciz ifadesiyle:
“Türk milleti, millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir.”
Bu söz, Türk milletinin birlik içinde her zorluğu aşabileceğinin en büyük göstergesidir.
Türk milliyetçisi, bulunduğu her alanda en çalışkan, en ahlaklı, en fedakâr birey olmalıdır. Çünkü milliyetçilik, sadece bir söylem değil, yaşanması gereken bir şuurdur.
Başbuğ Alparslan Türkeş’in işaret ettiği gibi:
“Milliyetçilik, kuru bir kavmiyetçilik değildir; milletini sevmek, onun için çalışmak, gerekirse fedakârlık yapmaktır.”
Bizler, aziz milletimizin bilinçli evlatları olarak, “Allah devlete ve millete zeval vermesin” duasını dilimizden düşürmeden, milletimizin bekası, devletimizin ebediyeti için çalışmayı görev biliriz. 3 Mayıs Türkçülük Bayramı, bu bilincin yeniden hatırlandığı, ideallerin tazelendiği, kardeşliğin ve birliğin pekiştiği müstesna bir gündür.
Bu anlamlı gün vesilesiyle Türk milletinin tüm fertlerini daha çok çalışmaya, birbirine kenetlenmeye ve ortak idealler etrafında birleşmeye davet ediyorum.
Ne Mutlu Türküm Diyene!
3Mayis Türkçülük günümüz
kutlu olsun.