Şol gökleri kaldıranın,
Donatarak dolduranın,
Ol deyince olduranın,
Doksan dokuz adıyla
“Ey Ademoğulları!.. Yiyin, için; fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.”
A’raf/31
Yarattığı her varlığın rızkını üstlenen, Yüce Rabbimiz, bu “âyet-i kerime”de Adem oğullarına sesleniyor. Herkesten, israftan kaçınmasını istiyor.
Bir kurban bayramını daha geride bıraktık. Bu bayram, ben de kesim yerine gittim. Orada iki saat kadar kaldım. İyice bir organizasyon… Çabuk hareket ediyorlar. Bizim kurbanımız 21. sırada idi. 08.50 civarında kesilmişti. Rabbim, herkesin kurbanı ile beraber, kabul buyursun.
Kelle, paça, işkembe, bağırsaklar hep ziyan oluyor. Hadi, kelleyi alan bulunuyor. Ya diğerleri?.. Biz kelleyi aldık, yüzdük de; ama parçalayamadığımız için ne pişirebildik ne de dolaba sokabildik. Zor bir hal… Hallettiğimizde ise iş işten geçmişti.
İşkembeyi almak için el arabası veya başka bir alet gerekli. Aldık, boşaltmak sıkıntı. Belediye – haklı olarak – sokaklarda bu işi yaptırmıyor. Ancak evinin bahçesi olanlar, işkembeyi almayı düşünüyor. Çoğu insan boşaltma yapamayacağı için işkembeyi almıyor. Gözümün önünde işkembeleri ve bağırsakları çöp arabasına attılar.
İnternete girip biraz dolaşsanız kelle, paça, işkembenin gerçekten ilaç değerinde besinler olduğunu doktorlarımızın ağzından duyarsınız.
Benim çocukluğumda kurbanımızın her şeyi değerlendirilir, bir tek bağırsak gömülürdü. Kelle, paça, işkembe zaten aranan yiyeceklerdi. Anacığım, “İşkembe ilaç” derdi, mutlaka yapardı, tertemiz yapardı; bize yedirirdi. Deri ya çarık yapılır ya da namaz postu (yani seccade) olurdu.
Efendimiz(sav) buyuruyor ki: “Abdestinizi dere kenarında alıyor olsanız bile suyu israf etmeyiniz.” (İbnMace)
Bence kurbanlarda, milli servet çöpe atılıyor. Sebepleri üzerinde düşündüm. Çok kıymetli bir besin olsa da işkembenin temizlenmesi zor. Yeni yetişen gençler bu zorluğu yaşamak istemiyor, yemiyor. En önemlisi de çocuklara yedirmiyor.
Peki, bu serveti kurtarmak için ne yapılabilir? Organizasyona ufak tefek ilaveler yapılabilir: kelleyi yüzüp kırma bölümü, işkembeyi boşaltıp kabasını yıkama bölümü, bağırsakları ayırma bölümü vs. Bunların ücreti kesim ücretine dahil edilebilir. İsteyenler kellesini, işkembesini alır; istemeyenlerinki başka bir kanalla değerlendirilebilir. Daha önce deriler de israf ediliyordu; devlet, belediyeler bu işe el attı, şükür o iş halloldu. Bu konu da en kısa zamanda ele alınmalı, gelecek kurbana kadar hallolmalıdır. Üzerinde durulduğunda çabuk hallolacak bir meseledir.
Çöpe atılanlar önemli besinlerdir. Toplumumuzun, çocuklarımızın buna ihtiyacı var. Biz ise bu besinleri çöpe atıyoruz. Şairin dediği gibi:
“Su iner yokuşlardan hep basamak basamak
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak”
Necip Fazıl
Yani, Allah rızası, sevgisi peşinde koşan, Peygamberimizi (sav) rehber edinenlerin mutlaka israftan kaçınması gerekir. Zamanımızı da, malımızı da, vücudumuzu da, emeğimizi de israf etmeyeceğiz.
Sözlerimi Turgut Açar’ın (Yalova İl Müftüsü, 2018) güzel bir tespitiyle bitiyorum:
“Ekmek israfı kıtlıktır
Su israfı kuraklıktır.
Elektrik israfı karanlıktır.
Sağlık israfı hastalıktır.”