Babam, Celil Ormancı

Yayınlama: 20.10.2025
132
A+
A-

Babam 1942 doğumluydu. 21 Ekim 2018 günü, bir sonbahar akşamında, ardında tertemiz bir ömür bırakarak bu dünyadan ayrıldı.

Rahmetli, çocukluğumdan beri örnek aldığım insandı. Yorulduğumda sırtımı dayadığım bir dağ, ne zaman yönümü kaybetsem pusulam olurdu. Giyimine, kuşamına dikkat eder; ütüsüz pantolon giymezdi. Yediğine, içtiğine özen gösterir, namazında niyazında bir insandı. İnsanlar hakkında kötü düşünmez ama tedbiri de elden bırakmazdı. Nezaketiyle, temizliğiyle, çalışkanlığıyla çevresinde “Celil Ormancı” olarak tanınır, herkesin gönlünde ayrı bir yer ederdi.

Vefatından birkaç gün önce, sonbaharın kızıllığında birlikte dağa mantara gitmiştik. O gün günlerden pazardı. Topladığı mantarlardan yemek istediğini anneme tembihledi. Ardından abdestini alıp namaza gitti. Namaz çıkışı köy kahvesine uğrayıp çay söyledi; dört yol ayrımında köy imamıyla vedalaşıp eve yöneldi. Annem o sırada mantarları pişirip sofraya hazırlamıştı.

Fakat babam, o sofraya oturmaya fırsat bulamadı. “Koca adam” derler ya, gerçekten öyleydi; ayakta, dimdik, alnı ak bir şekilde ayrıldı bu dünyadan. Yatmaya bile fırsatı olmadan, benim kucağımda verdi son nefesini. O an, annemin ve eşimin feryatları, benim okuduğum ezanla karıştı. Ambulans geldi, çok uğraştılar, acile kadar gittik… Ama o geri dönmedi.

Babam ormancıydı, hem de öyle sıradan bir ormancı değil; yardımseverliğiyle, eli açıklığıyla, çalışkanlığıyla tanınan biriydi. Buraların Celil Ormancı’sı derlerdi ona. Kimden bahsedilse, araya mutlaka onun bir iyiliği girerdi. Birine odun yardımı, birine iş desteği, birine gönül tesellisi… Herkese dokunmuş bir eldi onunki.

Yıllar önce, kayın dedem —eşimin dedesi— Bozguç’tan Terzialan’a kerestelik tomruk ihtiyacını almak için geldiğinde babamla orman deposunda karşılaşmış. Babam, elinden gelen her yardımı yapmış. Kayın dedem o günü yıllar sonra bile anlatırdı:

“Ne iyi insandı, ne kadar yardımcı oldu” der, ardından derin bir iç çekerdi.

“Demek kaderde Celil Ormancı’yla dünür olmak da varmış.”

Aradan yıllar geçti ama onun yokluğu hâlâ evin içinde bir sessizlik gibi durur. Ne zaman rüzgâr ormandan esip de çamların yapraklarını titreştirirse, ben hep o sesi duyarım:

Babamın sesi… Celil Ormancı’nın sesi…

Ruhu şâd, mekânı cennet olsun.

error: Kopyalama Yasak