“Baca Eğri Olsun da Dumanı Doğru Çıksın”

Baca eğri olsun da dumanı doğru çıksın

Zaman hızla akıyor ve seçimlerin üzerinden tam bir yıl geçti.

Bir yıl önce, bu aylarda, meydanlarda, sokaklarda, televizyon ekranlarında birbiri ardına vaatler sıralanıyordu. “Şunu yapacağız, bunu değiştireceğiz, bu sorunu çözeceğiz” nidaları yükseliyordu.

Peki ne oldu? Yapılanlar ve yapılmayanlar ortada.

Ama en önemlisi, verilen vaatlerin ne kadarının yerine getirildiği…

Bugün, Güzide memleketimiz Çanakkale’nin Çan ilçesinde, her pazartesi günü yaşanan trafik sorunu hala çözülmeyi bekliyor. Oysa ki, bir yıl önce bu soruna dair çeşitli çözümler sunulmuştu. “Otopark sorununa bir çare bulacağız”, “Trafik düzenini iyileştireceğiz” gibi vaatler havada uçuşmuştu. Ancak gelinen noktada, bu sorunların masaya bile yatırılmadığını görmek üzücü.

Bir yöneticinin en büyük sorumluluğu, sözünü yerine getirebilmektir.

Elbette bu sorunu sadece tek bir yöneticiye dayandırmak doğru değil ama Akademik dünyada da, gerçek liderlik örneklerinde de gördüğümüz gibi, vaatler yalnızca insanları oyalamak için verilmez.

Vaatler, toplumun ihtiyaçlarını karşılamak adına, sürdürülebilir ve gerçekleştirilebilir olmalıdır. Oysa ki görüyoruz ki, bazı yöneticiler yönetimi yalnızca bir koltuk olarak görüyor; sorun çözmek, hizmet üretmek yerine günü kurtarmayı tercih ediyorlar.

Meşhur bir söz vardır: “Baca eğri olsun da dumanı doğru çıksın”. Eğer bir kurum, içinde boğulan bir yapıdaysa, orada yaşamak ve çalışmak mümkün olmaz. Kurumsallık sadece tabelalarla değil, insana dokunan hizmetlerle ölçülmelidir.

Makamlar gelip geçicidir. Ancak önemli olan, bu makamları dolduran kişilerin ardında bırakacağı eserlerdir. İnsanların hayır ve dua ile anması için yalnızca vaat vermek değil, o vaatleri hayata geçirmek gerekir.

Yönetmek, sadece yönetime talip olmakla değil, yönetmeyi bilmekle mümkündür. Umarız, yöneticilerimiz de bunun farkına varır ve Çan’ımız için kalıcı çözümler üretirler.