Ağustos Zaferleri-1

Yayınlama: 25.08.2025
21
A+
A-

Şol gökleri kaldıranın,
Donatarak dolduranın,
Ol deyince olduranın,
Doksan dokuz adıyla

Bu hafta Zafer Haftası. Büyük milletimizin zaferlerle süslediği ağustos ayı içerisinde tarihe geçen önemli iki olaydan ilki, Anadolu’nun vatan olmaya başladığı 26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi’dir.

Alp Arslan R. Diogenes’le karşılaşınca bir heyet gönderip barış teklif ediyor. Diogenes’in verdiği cevap şöyledir: “Rum (Roma)ülkesine yapılanları aynıyla İslâm ülkelerine yapmadıkça dönmeyeceğim. Bu sefer için muazzam paralar sarf ettim. Nasıl dönerim?”

Artık savaş elzem olmuştur.

Abbasi Halifesi, bu savaşın İslâm dünyası için çok önemli olduğunu düşünerek Alp Arslan’a dua edilmesini istedi. Alp Arslan da kendi ordusundan katbekat fazla olan düşmana karşı, ordusunun maneviyatını yükseltmek için tedbirler aldı. İmamının tavsiyesi ile savaş gününü cuma olarak belirledi. Cuma namazından sonra beyaz bir elbise giydi, kılıç ve topuzunu aldı; ordusuna şöyle hitap etti: “Burada Allah’tan başka sultan yoktur. Emir ve kader O’nun elindedir. Bu sebeple benimle birlikte savaşmak veya ayrılıp gitme konusunda serbestsiniz.

Ey Askerlerim! Eğer şehit olursam bu beyaz elbise benim kefenim olsun. O zaman ruhum göklere yükselecektir. Melikşah’ı yerime tahta çıkarınız ve ona bağlı kalınız. Zaferi kazanırsak ömrümüzde çok hayırlı günler olacaktır.”

Akşama kadar süren muharebede Bizans ordusunun büyük bir kısmı imha edildi. Başta imparator olmak üzere, pek çok kişi esir alındı. Diogenes, Sultan’ın huzuruna zincire vurulmuş ve boynuna esaret nişanesi olan lale takılmış şekilde çıkarıldı.Sultan Alp Arslan, onu barış teklifini reddetmesi konusunda tenkit etmekten başka, ona kötü muamelede bulunmadı. Hatta ona, “Üzülmeyin imparator! İnsanların maceraları böyledir.” diyerek onu teselli etmeye çalışıyordu.

Konuşmanın sonunda Sultan Alp Arslan: “Ben Allah’a, savaşı kazanırsam sana iyi davranacağıma dair yemin ettim. Allah iyi düşünenlerin duasını kabul eder. Bu sebeple hakkında aftan başka bir şey düşünmedim, kendini satın al.” dedi. Tarihin derinliklerinden süzülüp gelen bu sözler o büyük komutanın yüceliğini, imanını ortaya koyuyor. Oğuz atasının “Daha deniz, daha muran (ırmak)” hedefine koşarken hep insan kalan Alp Arslan üç tarafı denizlerle çevrili Anadolu’yu vatan yapmanın yolunu açıyor.

Bu savaştan sonra Bizans İmparatorluğu, Selçuklu Devleti’ne bağlı duruma gelmiştir.

Ruhun şâd, mekânın cennet olsun! Şanlı ordun da seninle birlikte olsun!

Yüzyıllar sonra bu güzide, bu önemli olayı torunlarından Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu nasıl anlatıyor:

MALAZGİRT MARŞI

Aylardan Ağustos, günlerden Cuma
Gün doğmadan evvel iklîm-i Rum’a
Bozkurtlar ordusu geçti hücuma

Yeni bir şevk ile gürledi gökler
Ya Allah…Bismillah… Allahuekber

Önde yalın kılıç Türkmen Başbuğu
Ardında Oğuz’un ellibin tuğu
Andırır Altay’dan kopan bir çığı

Budur, Peygamberin övdüğü Türkler…
Ya Allah…Bismillah… Allahuekber

Türk, Ulu Tanrı’nın soylu gözdesi
Malazgirt Bizans’ın Türk’e secdesi
Bu ses insanlığa Hakk’ın müjdesi

Bu seste birleşir bütün yürekler…
Ya Allah…Bismillah… Allahuekber!..

Nağramızdır bu gün gök gürültüsü,
Kanımızdır bugün yerin örtüsü
Gazi atlarımın nal parıltısı

Kılıçlarımızdır çakan şimşekler…
Ya Allah…Bismillah… Allahuekber!..

Yiğitler kan döker, bayrak solmaya,
Anadolu başlar, vatan olmaya…
Kızılelma’ya hey… Kızılelma’ya!!!

En güzel marşını vurmadan mehter
Ya Allah…Bismillah… Allahuekber

Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu

error: Kopyalama Yasak