Biter Mi Bu Kin?

Yayınlama: 13.05.2025
69
A+
A-

BİTER Mİ BU KİN?

Şol gökleri kaldıranın,
Donatarak dolduranın,
Ol deyince olduranın,
Doksan dokuz adıyla

               Balkanlarda gezide olan kardeşim, Selanik ile Kavala arasında üç defa görmüş bu haritayı. Kanlar yüreğime damladı, derin bir acı hissettim.

               İlk yorumum: Yunan kindarlığının, iftirasının haritası. Asıl kan dökücü, halkına böyle algı sunuyor. Haçlı ruhu Avrupa Birliği’ni arkasına alan Yunanistan tarafından hortlatılmaya çalışılıyor. EY TÜRK, UYAN!

               Eskiden beri, Yunanistan’ın halkına ve gençlerine Türk düşmanlığı aşıladığını duymuştum. Kurşun kalemlerinin üzerinde “Konstantiniye (İstanbul) bizimdir” yazılıymış. Bu gençler nasıl düşünüyor? Nasıl, hangi ruhla yetişiyor?

               Rahmetli Ahmet Kabaklı Hoca anlatmıştı. Bir toplantıdan çıkan Yunanlıya bu da Türkiye’den bir arkadaşımız diye tanıtılacak olunca Yunanlı, Türk’ün üzerine yürüyecek olmuş, zor engel olmuşlar.

               İçimi hep sızlatan başka bir mesele de adalar konusu. Türkiye’nin burnunun dibindeki adalar… Uzansam tutacağım, o kadar yakın. Bir de adaların kıta sahanlığı varmış. Şımarıklık değil de nedir bu? Koskoca Anadolu’nun kıta sahanlığı nerede kaldı? Adalar, bu kıta sahanlığının yükseltileri olmasın! Peki, Yunanistan’ın, bir avuç Yunanistan’ın bu şımarıklığı nereden geliyor? Kim şımartıyor onları? Hepimizin malumu: Avrupa Birliği, Amerika ve Amerikan uzantısı İsrail.

               Biz NATO’dayız, NATO’nun işine yaradığımız ölçüde. Bir tehlike anında NATO buharlaşıyor. Amerika’nın müttefikiyiz, Amerika’nın çıkarlarına hizmet ettiğimiz kadar. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nda Amerika ambargosunu koydu. Elimizdeki silahlar çöp oldu. Hani, dostumuzdu Amerika?

               Atalarımız boşuna dememiş “Ayıdan post, gavurdan dost olmaz” diye. Dost görünen gavurlar azgın mikroplar gibi bağışıklık sistemimizin zayıflamasını bekliyor. Tabii ki bize düşen güçlü, kuvvetli olmaktır. Bu da önce insan yetiştirmekle, sonra ekonomik ve askerî olarak gelişmekle olur.

               “Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın!”

               Hayasızca yapılan akını durduracak siperler lazım. Bu, önceden iman gücü idi. Şimdi, iman gücü + çelik kubbelerdir. Çelik kubben yoksa iman gücü yeter mi? Ekonomik olarak başkalarına bağlı isen zaten hürriyet yularını birinin eline vermişsin demektir. Onun için ne zaman, nasıl hareket edeceğimizi bilmeliyiz.

               Rabbim yüce Kur’an’ımızda şöyle buyuruyor: “Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirlerinin dostudur. (Birbirlerinin tarafını tutarlar.) İçinizden onları dost tutanlar onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğuna yol göstermez.” (Maide (5) / 51)

               Peki, biz kimi dost edineceğiz? Bunu da sözlerin en güzelinden dinleyelim:

               “Sizin dostunuz (veliniz) ancak Allah’tır, resulüdür, iman edenlerdir. Onlar ki Allah’ın emirlerine boyun eğerek namazı kılar, zekatı verirler.” (Maide (5) / 55)

               Başka söze gerek var mı?

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

error: Kopyalama Yasak