Ufkunuzun sınırları nereye varırsa varsın bir bedendeki kimsesiniz.
Ömür büyük beklentilere mecbur değil ki… Bazen küçük mutlulukların sağladığı mental huzurun yerini hiçbir şey tutmaz.
Bir arkadaşım Çan’ın bu yılki köy hayırlarının takvimini yollamış. Altına da yazmış: “Sen Çan’ın pilavlarını seversin”…
Kuyruğa girip bir tabak pilav kaparak yanında ayranı ve tatlısıyla bir yer bulup oturmak… Yanlarına oturduğunuz kimselerin tanıdık olup olmamaları önemli değil, olanla tanışır bilişir dost olursunuz… Tanıdıklarınızla rastlaştıkça da zaten laflaşır, şakalaşırsınız.
Bir şenlik içinde kalabalıkla elbirlik tek bir organizmaymış gibi olmak…
Küçük mutluluk dediğim işte bu şey.
Kolektif muhabbetin karılan harcıdır pilav. Dinlene dinlene demlenir, oturur, kıvam bulur, ikram bulur…
Çan pilavını kaşıklaya kaşıklaya bir çok dost yüz edindim vaktiyle… Hazindir ki o yüzlerden epey kimseler eksilivermişler.
Neyse! Pilav bakalım ne kadar direnecek!
Dostlara afiyet olsun…
Bir tabak da bana ayırın; belki bir başka bahara…