ÇOKEŞLİLİK MESELESİ: (8)
f- İlmî Araştırmalar ve Çokeşlilik:
f1- Ülkemizde Kadın Erkek Oranı Çokeşliliğe İzin Vermez:
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2025 yılında Türkiye’nin nüfusu 85 milyon 664 bin 944 kişiye ulaşmıştır. Nüfusun 42 milyon 853 bin 110’unu erkekler, 42 milyon 811 bin 834’ünü de kadınlar oluşturmuştur. Buna göre toplam nüfusun yüzde 50,02’si erkeklerden, yüzde 49,98’i ise kadınlardan meydana gelmiştir. Kadın erkek oranı neredeyse eşit gibidir.
Türkiye, halkının yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkedir. Bu nüfus oranı ölçü alındığında bırakın bir erkeğin üçüncü, dördüncü eş almasını sadece ikinci eşle evlenmek bile diğer erkeklerin bekar kalması demektir. Dolayısıyla çokeşlilik Allah’ın “adil olun” emrine de ters düşmektedir. Şu hâlde çokeşlilik Allah’ın emri olamaz.
f2- Çokeşlilik Psikolojik Rahatsızlıklara Sebep Oluyor:
Dicle Ünv. Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü Öğretim Üyelerince yapılan araştırmaya göre, çokeşli evlilikler, eşlerde psikososyal sorunlara sebep oluyor. Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü Öğretim Üyeleri, “Psikiyatrik bozukluklar ile çokeşli evlilikler arasındaki ilişki”yi araştırdılar. Araştırma için çokeşli evlilik yapan 42 ilk eş ve 46 ikinci eş ile görüşülmüş. Ayrıca tekeşli evlilik yapan 50 kişi ile de konuşmuşlar… Araştırmadan çıkan bazı sonuçlar şöyle:
“Çok eşli evlilikler başta ilk eşler olmak üzere eşlerde çok sayıda psikososyal sorunlara sebep oluyor. Psikolojik bozukluklar özellikle ilk eşlerde daha yaygın gözlenmiştir.” (Bk. Zaman, 11 Nisan 2005).
Bir kimsenin velev ki eşi de olsa bir başkasının psikolojisini bozmaya hakkı yoktur. İslâm böyle bir olumsuzluğa asla izin vermez. Hiç kimse cinsel hazları uğruna İslâm’ı ve Kur’an’ı kullanmaya kakmamalıdır. Bu çok büyük bir sorumluluktur.
f3- Çokeşlilik Cehalet ve Geri Kalmışlığın Eseridir:
“Devlet İstatistik Enstitüsü verilerine göre, Türkiye’de çokeşli evlilik oranının yüzde 2 olduğu belirtiliyor. Türkiye’de çokeşli evliliğin yasa dışı olmasına karşın özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde yapıldığı kaydediliyor. Tekeşli evliliklerde eğitimli kadın oranının daha yüksek olduğuna dikkat çekiliyor.” (Bk. Zaman, 11 Nisan 2005).
Şu hâlde çokeşli evlilik, eğitim düzeyi düşük, geri kalmış toplumlara has bir töre anlayışı, sosyalleşememiş bir aşiret kültürüdür. Bu uygulamanın Asya ve Afrika gibi az gelişmiş bölgelerde yaygın olması da bunu göstermektedir… Çokeşliliğin İslâm ile doğrudan bir alakası yoktur.
g- Çokeşlilik Tevhide de ve Fıtrata da Aykırıdır:
İslâm tevhit dinidir birliği, beraberliği ve mutluluğu emreder. İslâm’da Allah birdir, aile kutsaldır. Ana, baba ve çocuklar önemlidir. Nasıl ki ailede bir koca varsa bir de kadın olmalıdır; bir baba varsa bir de anne olmalıdır. Ailenin birliği, beraberliği, huzur ve mutluluğu buna bağlıdır. Fıtrata yani insan tabi- atına, doğasına uygun olan budur.
Batı özgürlük adına erkekle erkeğin evlenmesini izin vererek ahlaksızlığın zirvesine çıkmış ve fıtrata en büyük darbeyi vurmuştur. Batı’da aile huzursuzdur. Müslümanlar da zorlama yorumlarla ayeti çok eşliliğe dayanak yapmışlar ve aile huzurunu bozmuşlardır. Dünyanın huzursuzluğunu biraz da burada aramak gerekir.
Cenab-ı Allah ayeti kerimede, “Her şeyden erkekli dişili çiftler yarattık” (Zariyat, 51/49) buyurmuştur. Şu hâlde bu ilahi, genel bir yasadır. Hayatın, canlılığın dengeli bir şekilde devam etmesi için iki farklı “tek”in bir araya gelerek uyumlu bir çift oluşturması gerekir. Dengenin bozulmaması için bu şarttır. Yine Kur ‘an-ı Kerimde, “Allah bir bedende iki kalp yaratmamıştır” (Ahzab, 33/4) buyurulmuştur. Kalp sevgi merkezidir, bir bedende iki kalp olamaz, bir kalbe de iki eş sevgisi giremez. Bunları doğru anlamak lazım.
Şah Veliyyullah Dihlevi olayı çok güzel özetlemiş ve şöyle demiştir:
“… Allah Teâlâ’nın canlıların ve bitkilerin yaratılışında geçerli olan âdeti, bireyleri birbirine kenetlenmiş iki yarıdan meydana getirmesidir. Bütün, bu iki yarıdan meydana gelir. “Çift olana ve teke yemin olsun ki…” (Fecr, 89/3) ayetinde atıfta bulunulan mana da budur.” (Şah Veliyyullah Dihlevi, İslâm Düşünce Rehberi, cilt. 2, syf: 37).
Şu hâlde çokeşlilik, insan fıtratına aykırı, insan tabiatıyla örtüşmeyen ve insan doğasına ters bir uygulamadır. Bu uygulamanın dini yönden savunulacak bir tarafı yoktur.
h- Diyanet İşleri Başkanlığı ve İl Müftüleri Ne Diyor?
27 Mayıs 2008’de Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu başkanlığında Van’da İl Müftüleri Semineri yapılmıştır. Seminerin Sonuç Bildirgesi’nin 7. maddesinde şu ifadelere yer verilmiştir:
“Başkanlığımız, Kur’an’ın ilgili âyetinin (Nisa 4/3) çokevliliği değil, tekeşliliği teşvik ettiğini, hukuken ve toplumsal genel kabul yönüyle tek evliliğin esas olduğu ülkemizde, kadının hakkının korunamadığı, çocukların nesebi ve miras gibi konularda haksızlıklar söz konusu olduğu ve neticede kadının mağdur edildiği için ikinci evliliğin dinen de pek çok sakıncalar taşıdığını her vesileyle ifade etmektedir.” (Bk. 30 Mayıs 2008 tarihli Diyanet İşleri Başkanlığı basın açıklaması).
“Diyanet İşleri Başkanlığı uzmanlarının verdiği bilgiye göre, Bardakoğlu’nun sözleri bu konuda bir dini otorite tarafından yapılmış ilk resmi açıklama niteliğini taşıyor…” (Fikret Bila, Milliyet, 5 Haziran 2008).
Sonuç olarak Diyanet İşleri Başkanlığı ve il müftüleri tarafından da kadını mağrur ettiği için ikinci eşin ve çokeşliliğin dinen de sakıncalı olduğu açıkça beyan edilmektedir. Bu bildirgenin Van’da açıklanmış olmasının da ayrı bir önem taşıdığını belirtmek gerekir…