Dingo’nun Ahırı Değiliz…

Yayınlama: 14.04.2025
947
A+
A-

Dışarıdan nasıl görülüyor, ya da dışarıdan nasıl görüyorsunuz bilmiyorum ama tüm diğer meslekler gibi “Gazetecilik” mesleği de öyle kolay değil.

Meslekte benden hem yaşça, hem de kıdem olarak hayatta olan çok sayıda büyüğümüzün ve beni bu mesleği yapmama sebep olan merhum büyüklerimi rahmet ve minnetle anarken; hayatta olanlarına da sağlıklı ve mutlu ömürler diliyorum.

Dijitalleşmeye geçilmesiyle birlikte gerek alaylı, gerekse mesleğin içinden gelenlerin yanı sıra sosyal medya faktörün de etkisiyle birçoğu da yasal olmayan ve sahte hesaplar açılarak yapılmaya başlanan “Medya ve Gazetecilik” sektöründe yalan, kopyala yapıştır ve trol hesaplarla sıkça karşılaşır olduk.

Ama bu mesleği kendimize bir sektörden ve haksız gelir elde etmekten daha çok, halkımıza doğru ve gerçek haber vermeyi şiar edinmiş bireylerden biri olarak bugüne kadar hiçbir haberimizi de yayından kaldırmadık, kaldırmayacağız da..

İçerik olarak yanlış ifadeler kullandığımız haberlerimizde de gelen düzeltmeleri, açıklamaları ve tekzipleri de kelimesine, cümlesine, notasına ve virgülüne dahi dokunmadan verdik, veririz de..

Yaptığımız bu “Medya ve Gazetecilik” sektöründe 35 yıllık basın geçmişimizde Cumhurbaşkanlığına bağlı İletişim Başkanlığı tarafından mesleğin en üst kartı olan “Sürekli Basın Kartı” hamili birey olarak da hem adli, hem mülki, hem de kamusal tüm başvurularımızı da yaparak trol, sahte hesap olmadığımızı cümle aleme ilan ettik, ediyoruz da…

Şimdi gelelim, yazımıza konu ettiğimiz “Dingo’nun Ahırı Değiliz” yazımızı sizlere aktarmaya.

Öncelikle hayattalar ise Dingo’nun akrabalarına, bu sözün bizlere kadar ulaşmasını sağlayanlara uzun ömürler, vefat edenlerine de rahmet diliyorum.

Bizim mesleğimizin gerek özel, gerek kamusal kurumlarda basın ve halkla ilişkiler birimi, bürosu ve müdürlüğü şeklinde çalışanları da var, bundan sonra da olacaktır.

Biz gazeteci, medya çalışanları ile bu özel-kamu kuruluşlarında Valilik ve Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın Dairesi Başkanları da “Basın Kartı” verildiğini ifade ederek yaşadığım bir olaya geçmek istiyorum.

Tam tarihi ve saati itibarıyla 7 Şubat 2025 Cuma günü, saat: 16.41’de cep telefonum arandı.

Zülfü Livaneli’nin meşhur şarkısı “Sevda Değil”in “Eğil salkım, söğüt eğil” dizesiyle unutmadığım ve unutamadığım bir kurumumuzun ilgili müdürü, yayınladığım bir haberi yayından kaldırmamı istedi.

Kendisine kibarca yukarıda sizlere açıkladığım şekilde bugüne kadar hiçbir haberimizi yayından kaldırmadığımı ve silmediğimi söyledim. O da bana bunun kendi görüşü olmadığını, amirinin istediğini belirterek; ricasını iletti.

Şimdi gelelim, “Dingo’nun Ahırına”… Şimdinin en büyük Avrupa kenti İstanbul’da ulaşım için atlı tramvayların kullanıldığı yıllar.. İki atlı ile çekilen tramvaylara 1872 yıllarında Şişhane’de bulunan dik yokuşu çıkabilmeleri için fazladan iki at daha eklenirmiş.. Azapkapı’da tramvaya eklenen takviye atlar, Taksim’de Dingo isimli rum vatandaş tarafından işletilen han ve ahırda dinlendirilir, sonra tekrar Azapkapı’ya götürülürmüş. Gün içinde sürekli atların ve insanların girip çıktığı bu yoğunluk nedeniyle girip çıkanın belli olmadığı, ya da her önüne gelenin girip çıkabildiği yerler için; “Dingo’nun Ahırı” deyimi kullanılmaya başlamış.

Ez cümle… “Eğil salkım, söğüt eğil” ünvanlı basın görevlim ve onun sevgili amiri. Gerçek gazeteciler olarak, dün de belgeleriyle gerçek ve doğru haberleri yazdık, bugün de yazıyoruz, yarın da yazacağız…

Burası sizin bildiğiniz sahte, trol hesaplardan olmadı ve olmayacak. Son cümle: Medyamız, köşemiz ve yayınlarımız “Dingo’nun Ahırı da değil”…

Haftaya imar konusunda belgeleri açmak, görüşmek ve buluşmak dileğiyle siz değerli okurlarıma sağlıklı, mutlu ve huzurlu günler dileyerek Allah’a emanet ediyorum.

Kalın sağlıcakla…

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

error: Kopyalama Yasak
×