Duruş

Yayınlama: 19.05.2025
52
A+
A-

Başlıktan da ve görsellerden de anlaşılacağı üzere bu hafta insanoğlunun “duruşu” hakkında bir değerlendirmede bulunacağım.

Yazıma da milattan önce 470’te Atina’da doğan, erken dönem tabiat felsefesinin yanı sıra ahlâk alanındaki görüşleri üzerinde olumsuz bir etki bıraktığından kısa sürede ilgisini başka alanlara yönelten Sokrat’ın (Sokrates) söylemini köşeme taşıyarak devam edeceğim.

“Bildiğim bir şey varsa o da hiçbir şey bilmediğimdir” diyen Sokrat’ın sade, basit bir hayat yaşayan ve aktif politikadan uzak duran büyük bir filozof, katıldığı savaşlarda cesur bir asker, giyim kuşama değer vermeyen, her zaman çıplak ayakla dolaşan bir derbeder ve Atina’nın en çirkin erkeklerinden biri olduğunu biliyor musunuz?

Hayatının önemli anlarında içinden bir ses işittiğini, bu sesin kendisini şu veya bu şekilde davranması yönünde uyardığını söyleyen Sokrat, ikaz ve ihtar eden, sıradan işlerle uğraşmaktan alıkoyup bilgeliğe yönlendiren bu sesin ilâhî bir ses olduğuna da inanmış bir filozof olarak tarihe geçmiştir.

Sokrat’ın kullandığı yöntem aslında diyalogdur. Yani bizim yaptığımız mesleğin ana konusu gibi iletişim.

Ve Sokrat, bu iletişimle o varlığa, özellikle ahlâka ait kavramları başkalarıyla konuşup sorgulayarak gerçeğin ne olduğunu ortaya çıkarmak ve sofistlerin yol açtığı kavram kargaşasından ve kaostan Atinalılar’ı kurtarmak istemiştir.

Peki; şimdi yani 2025 yılında, başka bir deyişle 21. Yüzyılda durum farklı mıdır?

Büyük bir ahlâkçı şimdiki kavramla geçen haftaki yazımda da ifade ettiğim gibi “Etik” kavramını benimseyen Sokrat, geriye hiçbir eser bırakmamış, hayatı boyunca hep tartışmış ve sorgulamıştır. Sokrat’a ait olduğuna kesin gözüyle bakılan iki önerme ise; “Erdem bilgidir” ve “Hiç kimse bilerek kötülük yapmaz”.

Buradan yola çıkarak yazımın konusuna gelmek istiyorum.

İnsan, bilerek kötülük yapmaz, çünkü yaratılış itibariyle insan kötü değildir, kötülüğün kaynağı bilgisizliktir. Eğer insan bir şeyin kendisi için iyi ve yararlı olduğunu bilirse onu kesinlikle yapar. Kötülük yapmak yani yanılmak gerçek değerlerin yerine sahte değerleri koymaktan kaynaklanır. Değerler söz konusu olduğunda ise, gerçeğini sahtesinden ayırmasını bilen kimse asla hata yapmaz.

Buradan hareketle yazımdan gerekli derslerin alınmasını diliyor ve yazıma Sokrat’ın yaşadığı şu olayla son veriyorum.

Sokrat; “Bir eşek bana tekme atarsa, onu dava mı edeyim, şikâyet mi edeyim, yoksa tekme mi atayım?” demiş ve meselenin, tüm tartışmaları ve argümanları kazanmakla ilgili değil, meselenin enerjimizi hak edenleri seçmekle ilgili olduğunu söylemiştir.

“Cehalet bağırır, bilgelik susar!” görüşünü savunan Sokrat, “Birinin sadece hakaretler ve gürültü sunacak bir şeyi olduğunda, en güçlü tepki sessizliktir. Sadece çatışma arayan birinin seviyesine inmeyin. Gerçek zekâ kendini dayatmaya ihtiyaç duymaz, sadece parıldar” demiştir.

Sonuç olarak; bu sözler, bilgelik ve ahlaki duruş üzerine düşündürücü bir ders veriyor diye düşünüyor; siz değerli takipçilerime ve okurlarıma da ahlaki duruşunuzu korumanızı dileyerek, sağlıklı, mutlu ve huzurlu günler temennisiyle Allah’a emanet ediyorum.

Kalın sağlıcakla…

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.

error: Kopyalama Yasak