Eski Türklerde Kadın: Dil, Toplum ve Güç

Yayınlama: 11.08.2025
18
A+
A-

Eski Türklerde Kadın: Dil, Toplum ve Güç

“Katun”dan “Kadın”a: Bir Sözcüğün Yolculuğu

Günümüzde kullanılan “kadın” kelimesinin kökeni Eski Türkçeye dayanır. Eski metinlerde bu sözcük “katun” ya da “hatun” biçiminde geçer. Bu kelime, yalnızca eş anlamına gelmez; aynı zamanda yönetsel bir güce ve saygınlığa işaret eder. “Katun” unvanı, hükümdarın eşi olan kadına verilmekle birlikte, bu figür devlet yönetiminde etkin bir rol oynar. Zamanla bu sözcük halk ağzında “kadın” biçimine dönüşerek bugünkü halini almıştır. Bu evrim sadece dilsel değil, toplumsal bir değişimin de yansımasıdır.

Katun: Sadece Eş Değil, İktidar Ortağı

Eski Türk devlet anlayışında hükümdarın eşi olan katun, karar mekanizmalarında yer alır, elçi kabul eder, meclis toplantılarına katılırdı. Çin ve Arap kaynaklarında, katunların orduyu temsil ettiği, bağımsız kararlar alabildiği örnekler mevcuttur. Bu durum, kadınların yalnızca aile içinde değil, devlet yönetiminde de etkin olduklarını göstermektedir.

Göçebe Hayatta Kadının Rolü

Göçebe yaşam tarzı, kadının toplumsal üretime doğrudan katılımını zorunlu kılmıştır. Kadınlar ev işleriyle birlikte hayvancılık, zanaat, tarım ve hatta savaşta aktif roller üstlenmiştir. Göçebe yaşamın zorunlu kıldığı bu işbölümü, kadınla erkeği eşit kılan bir yapı doğurmuştur. Bu nedenle Eski Türk toplumu, birçok yerleşik uygarlığa göre daha eşitlikçi bir yapıya sahiptir.

Savaşçı ve Lider Kadınlar

Türk tarihinde kadınların liderlik pozisyonlarında yer aldığına dair birçok örnek bulunur. Saka Türklerinin lideri Tomris Hatun, Pers Kralı I. Kiros’u savaşta yenmiş bir hükümdardır. Çin kaynaklarında adı geçen İlbilge Hatun ve Börü Hatun gibi kadınlar, kendi adlarına hüküm süren güçlü figürlerdir. Ayrıca destanlarda kadınlar yalnızca sevgili ya da eş olarak değil, kimi zaman kahraman ya da savaşçı olarak yer alır.

Hukuki Haklar ve Aile İçindeki Saygınlık

Eski Türk toplumunda kadınlar miras hakkına sahipti, boşanma hakkı bulunuyordu ve zorla evlendirme gibi uygulamalar hoş karşılanmazdı. Kadın, aile içinde “ana” figürü olarak kutsanır, çocukların eğitimi ve kültürel değerlerin aktarımında merkezi rol oynardı. Bu durum, kadınların sadece biyolojik değil, aynı zamanda kültürel bir taşıyıcı olduğunu da gösterir.

Mitolojide ve İnançta Kadın Figürü

Türk mitolojisinde kadın figürleri yaratıcı ve koruyucu rollerde karşımıza çıkar. Umay Ana, çocukları koruyan ve doğurganlığı temsil eden kutsal bir figürdür. Yer-su ruhlarıyla ilişkilendirilen kadın, doğa ve bereketin simgesi olarak kutsallaştırılmıştır. Mitolojik anlatılarda kadın, evrenin doğurgan gücünü temsil eder.

Sonuç: Eşitlikçi Bir Kök, Değişen Zamanlar

Eski Türklerde kadın; siyasi, sosyal, hukuki ve mitolojik alanlarda önemli roller üstlenmiştir. Katun’dan günümüz kadınına uzanan bu tarihsel süreç, kadınların toplumda yalnızca edilgen değil, etkin bireyler olduğunu ortaya koyar. Kadının tarihsel gücünü ve saygınlığını anlamak, çağdaş toplumda da kadın haklarının kökenine ışık tutar. Eski Türklerde kadın figürü, modern zamanlara örnek olabilecek güçlü bir mirası temsil etmektedir.

error: Kopyalama Yasak