Güzel Türkçem, Ses Bayrağım

Yayınlama: 27.11.2024
46
A+
A-

Şol gökleri kaldıranın
Donatarak dolduranın
“Ol!” deyince olduranın
Doksan dokuz adı ile

‘Türkçem benim ses bayrağım”

Fazıl Hüsnü Dağlarca

Şairin ifade ettiği gibi Türkçe ses bayrağımızdır. Türkçenin şakıdığı yerler de Türk vatanıdır. Bir yerde Türk varsa orada Türkçe de vardır.

Milli kültür, milli ruh gelecek nesillere dil vasıtasıyla aktarılır. Ortak duygulara sahip olmak için, ortak idealler taşımak için, ortak hedefler için dil birliği çok önemlidir. Dil, milli birliğin ana harçlarından biri ve önemlisidir. Milli birliği korumak için Türkçe her yerde, her zaman sahiplenilmelidir. Dilin önü açılmalıdır.

Gençler, Türkçenin gelişmesi gibi bir derdi olanlar, bilmeliyiz ki: Ali Şir Nevai Türkçeyi Farsça ile yarıştırmış, Kaşgarlı Mahmut Araplara Türkçe öğretmek için Divan-ı Lügâti’t Türk’ü hazırlamıştır.

Max Muller diyor ki: “Türk dilini incelerken insan zekasının dilde başardığı büyük mucizeyi görürüz”.

Büyük şair Yahya Kemal Beyatlı “Türkçe ağzımda anamın ak sütüdür” diyor. Dil, anadan öğrenilir. Ninnilerle artırılır. Sonra evde, sokakta, vatanda gelişir. Ağıtlara karışır; düğünlerde mutluluk nağmeleri, savaşlarda zafer türküleri olur.

Türklerin en genç profesörü olan rahmetli Oktay Sinanoğlu, “Yabancı dil ana sınıfına inince Türkçeye yol göründü.”der. Sen önce çocuğuna Türkçeyi – ana dilini – ruhuna kadar öğreteceksin, sevdireceksin; ondan sonra hangi dili öğreteceksen öğret. Çünkü “Bir dil, bir insan” demişler.

İnsan kelimelerle düşünür. Düşünen bir toplum için, düşünce üreten bir gençlik için dil öğretimine ihtiyaç vardır. İnsan en iyi ana diliyle düşünür. Yarım yamalak bir yabancı dil, gençlerimizi düşünemez yapar; aşağılık duygusuna ve başarısızlığa iter.

Yabancı dille öğretim yapan kolejlerde okuyan bazı gençler Sıtkı Bey’den fizik konusunda yardım alırdı. “Sıtkı Bey, bu çocuklar fizik dersini anlamıyor mu?” diye sorduğumda, “Anlamaz mı? Zehir gibi çocuklar! İngilizceyi yeteri kadar bilmedikleri için, yani dile hakim olamadıkları için fiziği yapamıyorlar” demişti.

İlim de böyle, sanat da böyle. Onları yükseltmek için dili, kelimeleri iyi kavramak gerekir. İlim ve sanat geliştikçe dil de gelişir. Peki, eğitim, ilim, sanat alanlarından kovulan bir dil nasıl gelişebilir? Bir bayrak olup ses dünyamızda nasıl dalgalanabilir?

Sözün özü, güzel Türkçemizin değerini bilelim, ses bayrağımızı her yerde dalgalandıralım.

Yazarın Son Yazıları
error: Kopyalama Yasak
×