Sumud-İyilik Hareketi

Yayınlama: 20.10.2025
Düzenleme: 20.10.2025 19:52
19
A+
A-

Ekim başında ÇOMÜ Üniversitesi müzik bölümü öğrencileriyle yaptığım “Neden 140 Beste” konulu söyleşide, bana sorulan “bestelerinde daha çok neler anlatmak istiyorsunuz, bir mesajınız var mı?” sorusuna şöyle cevap vermiştim:

“Ben müziği ikiye ayırıyorum. Nefse gıda olan müzik ve ruha gıda olan müzik. Ben ikincisini tercih ediyorum. Müzik salt eğlence amaçlı olmamalı. İnsanları eğitmeli, hayatı sorgulatmalı, iyilik, güzellik, merhamet dostluk gibi insani değerleri işlemeli. İnsanı değerli kılan, ne kulağımızdaki küpeler ne yüzümüzdeki boyalar ne de giydiğimiz elbiselerimizin markalarıdır. İnsanı değerli kılan iyiliktir. İyi insan, çevresine faydalı olan insan değerlidir. Dünyada ne kadar çok ırk, inanç vs. gibi farklı insani guruplar olsa da gerçekte iki tip insan vardır. İyi ve kötü insan. En önemli hayat gayemiz ve hedefimiz, “İYİ İNSAN” olmak olmalıdır. Herkes barış içinde savaşsız, huzurlu, mutlu bir dünya ve hayat ister. İşte böyle bir dünya ve hayat ancak “İYİ İNSANLARLA” kurulur.”

Ancak iyilik; başkalarına ve çevrene zarar vermemek değildir. Zararsız olmak yetmez. Asıl iyilik; başkalarına ve çevremize faydalı olmaktır. Bunu son kitabıma da yazmıştım. İyi insan olmak ve “İYİLİK HAREKETİ” bizim en belirgin söylem ve hedefimiz olmalı. Peygamberimizin Mekke Dönemi’nde dahil olduğu ve görevi zalimlere karşı mazlumların hakkını savunmak olan Hilfü’l-Fudûl hareketi tam bir iyilik–erdemlilik hareketiydi. Bugün günümüzde, dünyanın da bir vicdanı olduğunu kanıtlayan SUMUD HAREKETİ, tam bir iyilik hareketidir. Daha önce de belirttiğimiz gibi hangi ırk ve inançtan olursa olsun aslında insanlık davranış ve düşüncelerinde gerçekte, iyi ve kötü iki farklı tip insan vardır. Bu açıdan Müslümanlar olarak, iyilik bayrağını elimize almalı, “EVRENSEL İYİLİK HARETİ”ne öncülük etmeliyiz.

İslam nedir? Sorusuna olan cevabı, en kestirme olarak ifade edilirse, iki cümle ile özetlerim. İslam; başkasına ve çevreye zarar vermemek ve iyilikte bulunmak. Kuran’da bu konu, en az 7 farklı ayette önemle emredilmiştir:

Maide-104: Ey mü’minler! İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü yasaklayan seçkin bir topluluk bulunsun. İşte onlar, doğru ve kalıcı yatırım yapıp kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.

110: Ey mü’minler! Siz, insanların iyiliği için yeryüzüne çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. Çünkü siz usulünce iyilikleri ve güzellikleri emredip yayar; kötülük ve çirkinlikleri yasaklayıp önüne geçmeye çalışırsınız. Bunu da zâten Allah’a inandığınızdan dolayı, onun bir gereği olarak yaparsınız.

İlk ayette kötülükten uzak olmak ve iyi davranışlarda bulunmanın, imanın gereği olduğu anlatılmakta, Maide-110’da bu özelliklere sahip insanları, Rabbimiz en iyi insanlar olarak vasıflandırmaktadır. Her insan adalet olmadan sağlıklı bir toplum düzeni olamayacağına inanır. Ancak sadece adalet mutlu ve sağlıklı bir toplum için yetmez. Adalet kötülüğü önler ancak iyiliği emretmez. Adalet bir insana haksızlık yapıp mağdur duruma düşmesini önler ama mağdur duruma düşmüş zor durumdaki bir insana yardımcı olmayı emretmez. İşte çıkarı ön plana almış Batı Medeniyeti’nin açmazı buradadır. İyilik ve dayanışma olmadan insanların birbiriyle ilişkileri kesilir ve yalnızlaşırlar, dostluk yok olur. Yalnız insan mutsuzdur. Batı insanı her ne kadar saygılı ve kurallara son derece uygun yaşasa da aralarında gerçek dostluk ve sevgi yoktur. Medeniyetin insanı aşırı bireyselleştirmesi aralarındaki saygıyı resmileştirmiştir ve dayanışmayı yok etmiştir. İşte iyilik bu dayanışmayı ve dostluğu geliştirecek tek yoldur. Sanırım Müslümanların söylemlerinde iyilik olmasına rağmen, Batı kültür ve yaşam tarzı, bizleri de etkisine aldığından ve eylemlerimizde iyiliği kaybettiğimizden  salt söylemlerimiz bir işe yaramamaktadır. Bu sebeple yeryüzünde, birçok yanlış ve kötü uygulamalara karşı, her çeşit insana açık Green Peace gibi sivil topluma dayanan, evrensel direniş hareketleri oluşturamıyoruz. Evet, çeşitli yardım kuruluşlarımız var, bir takım iyi işler yapmaktadırlar. Fakat bu kuruluşlar sadece Müslümanlardan oluşan hareketlerdir. Ancak bütün insanlığa açık, vicdan sahibi insanların kötülüklere karşı ortak hareket etmenin, ne derece faydalı olduğunu SUMUD FİLOSUNDA gördük.

Durdurulamayan dünya devletlerinin İsrail’e olan desteklerini, bu devletlerin vicdanlı insanları durdurabilmiştir. Sonuç tam olarak alınmasa da, bu hareket BM’nin durduramadığı İsrail soy kırımını-zulmünü durdurabilmiştir. Devletlerin veya siyasi hareketlerin kontrolünden uzak, bu esaslara dayanan bir organizasyon insanlık için bir KIZIL ELMA olabilir.

error: Kopyalama Yasak