Yılın en sessiz ama en derin zamanıdır sonbahar. Yazın telaşlı coşkusu yavaşça çekilirken, doğa sanki derin bir nefes alır. Güneşin ışığı artık yakmaz, sadece ısıtır. Rüzgârın sesi hırçın değil, dingindir. Ağaçlar, yeşilin her tonunu altına, kızıla, pas rengine dönüştürür. Ve insan, farkında olmadan kendi iç mevsimine döner.
Sonbahar, yalnızca yaprakların döküldüğü bir mevsim değildir; doğanın olgunluk çağını yaşadığı zamandır. Toprak bereketini sunar, meyveler tam tadına varır. Üzüm, incir, elma, nar… Hepsi bir yılın emeğini, sabrını taşır içinde. Bu yüzden sonbahar, aslında olgunlaşmanın, kabullenişin mevsimidir. Doğa ne eksilir ne de tükenir; sadece yenilenmeye hazırlanır.
Bu mevsimde toprak yeniden sürülür umut umut, tohumlar atılır bereket bereket… Çünkü toprak bilir: her döngü bir son değil, bir başlangıçtır. İnsan da böyledir; boşalan gönül tarlasını yeniden kazar, yeni umut tohumları eker geleceğe. Gönül kırıkları, eksilen sevdalar, yarım kalan cümleler… Hepsi toprağa düşen yapraklar gibidir. Çürür, ama yerini yeni bir yaşamın filizine bırakır.
Ne var ki insanlar, sonbahara çoğu zaman haksızlık eder. Ayrılıklarını, hastalıklarını, içlerindeki hüznü bu mevsime yüklerler. Oysa mevsim suçsuzdur; o yalnızca doğanın sessizce yenilenişidir. Biz, kendi iç karanlıklarımızı onun dinginliğinde görürüz. Belki de bu yüzden “hazan mevsimi” deriz – çünkü dışarıda solan yapraklar, içimizdeki eksilmeleri hatırlatır.
Edebiyatta da sonbahar hep bir ayrılığın, bir vedanın simgesidir. Şair, düşen her yaprakta bir sevgiliyi uğurlar; bestekâr, rüzgârın sesinde bir özlemi duyar. Oysa “son-bahar” adı bile bize gerçeği fısıldar: O da bir bahardır. Yani başlangıçların sonu değil, dönüşümün kendisidir. Güzelliği; coşkusuz bir dinginlikte, sükûnetin zarafetinde saklıdır. Göz alıcı yaz renkleri gider, ama yerini derin tonlara, olgun bir güzelliğe bırakır. Tıpkı insanın gençlikten bilgelik çağına geçişi gibi…
Belki de sonbahar, bize en çok şükretmeyi öğretir. Çünkü biliyoruz ki her soluşun ardından bir yeniden doğuş vardır. Her dökülen yaprak, toprağa düşen bir dua gibidir; baharda yeniden yeşermek için.
Sonbahar, doğanın sessiz bilgeliğidir.
Ve bizler, o bilgelikten pay almayı bilenler var oldukça, hiçbir mevsim bize hüzün getiremez.